Çocuklarda SCIO Uygulaması

 Çocukların gelişimi esnasında tedavi amaçlı uygulanan ilaç kullanımının, çocuklarda yan etkileri ve bağımlılık gibi riskleri olduğu gözlenmektedir. Zaman içerisinde ebeveynler, çocuklarındaki psikolojik, kronik, duygusal veya fiziksel rahatsızlıklar ile karşı karşıya kaldıklarında bu konuda bir bilinç kazanıp; en doğru tedavi yöntemini tespit etme yolunda büyük bir ilerleme kaydetmişlerdir. Genel ve yaygın olan çocuk rahatsızlıklarında uygulanan ilaç kullanımının yan etkileri araştırılmış ve çoğunun yan etkisi hali hazırda kanıtlanmıştır. Yeni doğan, bebek ve çocuklar ilaç tedavisinde özel uygulamalara ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak piyasada bulunan birçok ilaç çocuklarda kullanılmasına rağmen, bu ilaçların sadece dörtte biri FDA (Food and Drug Administration) tarafından pediatrik popülasyonda görülen hastalıklarda kullanılması için onaylanmıştır. Çocuklardaki farmakokinetik farklılıklar absorpsiyon, dağılım, metabolizma ve atılım düzeyinde görülür. İlaçların istenmeyen etkileri özellikle yeni doğanlarda en yaygınken, diğer toksik etkiler de çocukluğun birçok döneminde önemli olmaya devam etmektedir. Çocuklarda görülen istenmeyen etkilere neden olan ilaçlar arasında antibiyotikler, antikonvülsan ilaçlar, narkotik analjezikler ve antiemetikler örnek olarak verilebilir. Bu yan etkilerden sıyrılabilmek ve daha kalıcı, sağlıklı ve güvenilir çözüm önerileri aramak için alternatif tedavi yöntemlerine yönelim başlamış olup halen sürmektedir. SCIO, bu alternatif tedavi yöntemleri arasındadır. Prensip, tüm fiziksel ve ruhsal dengesizliklerin önce kişinin enerji sisteminde başladığıdır. Kişinin vücudundaki her bir organ kendi enerjisiyle titreşir. Bu titreşim enerjisi toksinler, mikroorganizmalar vs. sonucu bozulduğunda organ fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Titreşim veya enerji dengeleme sisteminin, hücresel düzeyde her organın kendi titreşim frekanslarını düzene koymaya yardımcı olmasıyla birlikte, organ dengelenmeye başlar. Çocuklarda kullanımı açısından bir değişiklik, bir sorun veya bir ikilem teşkil etmez. Kuantum Biofeedback enerji dengeleme (SCIO) seansları sonrasında; Wechsler Çocuk Zekâ Skalasına göre, resim tamamlama, kavrama, aritmetik, benzerlik bulma, kelime haznesi, hafıza gibi yeteneklerde artış sağlandığı gözlenmiştir. IQ testlerindeki artış %23.5 civarlarında olurken; konsantrasyon, kendine güven, duygu değişimleri, davranış, el yazısı, huzursuzluk ve hiperaktivite gibi konularda da ciddi bir dengelenme sağlanabilmektedir. Bu sistemin okul başarısının artmasında ve dikkat dağınıklığı sorununun giderilmesinde belirgin bir etkisi söz konusu olmaktadır. Ayrıca hiper-aktivite ve öğrenme güçlüğü sorununun giderilmesi de amaçlanmaktadır.  Tüm bu uygulamalar ile birlikte sınav stresinin azalmasına yardımcı olunur, zekâ kapasitesinin arttırılması hedeflenir. Düzensizlik arz ettiği durumlarda, uykularının verimli olmasına yardımcı olunur. Çalışma ve sınav başarısının arttırılmasına destek olunur. Spora olan ilginin arttırılması ve bu alandaki başarılarının sürdürülebilir kılınması konusunda da destek sağlar. 

SCIO’nun İçerdiği Tedavi Yöntemleri

SCIO’nun içerdiği tedavi yöntemleri şunlardır;

  • Naturopati
  • Homeopati 
  • Akupunktur
  • Refleksoloji
  • Renk terapisi
  • NLP
  • Rife rezonansı
  • Biorezonans

Doğal şifaya eşsiz bir sinerji sağlamak için metafizik konularda biriktirilen ileri seviyede bir bilgi söz konusudur. Cihazla uygulanan kuantum Biofeedback terapi, stres altındaki organları ve sistemleri dengeleyerek iyileşmenin önündeki engellerin kalkmasına yardımcı olmaktadır. Böylece vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçirerek doğal dengesine kavuşmasına zemin hazırlamış olunur. Tam iyileşmenin sağlanması için mevcut ya da potansiyel problemler nedenleriyle birlikte ele alınmalıdır. Günümüzde medikal tıp aracılığıyla iyileştirilemeyen birçok hastalığın tedavisi ancak bütüncül (ruh-zihin-beden) bakış açısı ve yaklaşımlarla mümkün olabilir. Birbirinden bağımsız olarak değerlendirildiğinde, özellikle çocuklarda yanlış kararlar verme ve bunların kronikleşmesine zemin hazırlama gibi yanılgılara düşülebilmektedir. Özellikle çocuklar için alternatif tıp tedavi yöntemlerinden SCIO doğrultusuna yönelinmesi, hem çocuğun gelişim aşamasında kendi ruhunu, bedenini tanıması; hem kendini geliştirebilmesi; hem de yol haritası çıkarabilmesi konusunda yardımcı olmaktadır. Herhangi bir yan etkisi bulunmadığı için, henüz kendinin farkında olmayan bebeklerde dahi kullanılabilmektedir. Yeni doğan sarılığı geçiren bir bebeğin, SCIO ve dahi homeopati yöntemleriyle semptomunun gözlenip, sıkıntısının tespit edilip tedaviye başlanmasında herhangi bir olumsuzluk yoktur. İleri yaş çocuklar için de uygun bir tedavi yöntemidir. SCIO terapi ile dersler ve sınavlardan bunalmış, ders çalışmakta zorluk çeken hatta dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğünden şikayetçi öğrenciler için destek mümkündür. Öğrenmeyi güçlendirme, matematik becerilerini arttırma, dil becerilerini geliştirme, yabancı dil öğrenme isteği, beyin loblarının dengelenmesi, zeka geliştirme, hafıza kuvvetlendirme programlarıyla; çocukların okul başarısı ve sınav sonuçlarına destek verilebilmektedir. 90-120 dakika süren terapiler sırasında, sakin ve huzurlu bir ortamda, çocukların bedenlerini ve zekalarını tam kapasitesinde kullanmalarını sağlamak amaçlandığı için, manyetik olarak destek verilmekte ve kapasitelerini kullanmalarının önündeki duygusal blokajların elektro manyetik olarak çözülmesi sağlanmaktadır. Bu terapi sayesinde, çocukların başarıları ile beraber; özgüvenlerinin, duygu durumlarının ve sosyal ilişkilerinin de iyileşmesi amaçlanmaktadır. SCIO ile çocukların enerji kanallarındaki tıkanıklıklar giderilir, bedenlerine yaşam enerjisi yüklenir, aura ve bedende tespit edilen patojenler temizlenir, beden yükleri azaltılır, organlarının hücresel düzeydeki rezonans ile optimum düzeyde çalışmaları sağlanır, stres, depresyon, zihinsel yorgunlukları minimuma iner, bağışıklık sistemi ve metabolizma gerçek kapasitelerine geri döner ve bütünsel frekansları yükselir. Bu amaçlar doğrultusunda, ilerideki yaşantısının kalitesini arttırmak, daha sağlıklı geçmesini sağlamak, özgüven kazandırmak ve bunu sürdürebilir halde tutmak gibi mevcudiyeti hali hazırda az olan prensipler sağlanır. Süreç hiçbir yan etkisi olmadan gerçekleştiğinden, bu uygulama özellikle çocuklarda gittikçe daha da tercih edilebilir hale gelmektedir.