Türkiye'de Homeopati

Homeopati’nin Türkiye’deki tarihi 175 yıl öncesine dayanmaktadır. Homeopati’nin Türkiye’ye girmesi Dr. John Martin Honigberger aracılığıyla gerçekleşmiştir. Honigberger,  Hahnemann’ın öğrencisidir ve iki yıl İstanbul’da yaşadığı dönemdeki veba salgınında, birçok hastayı tedavi etmiştir. Bu ilk tanışmanın ardından homeopati alanında Türkiye’de uzun bir sessizlik hakim olmuştur. Bilinene göre; 1998 yılına kadar ülkemizde Homeopati çalışması yapılmamıştır. Ancak; yurt dışına gidip eğitim alan homeopatlar, Türkiye’de çalışmalar yapmaya başlamış ve homeopati derneklerini kurmuşlardır. Türkiye’deki Homeopati Dernekleri, Türkiye’de homeopatinin yaygınlaşmasını sağlamak, homeopati uzmanı yetiştirmek, homeopatik danışmanlık hizmeti vermek, proje ve araştırmalar yapmak üzere kurulmuştur. 

Türkiye’de Homeopatinin Yolculuğu

  • 2003 yılında ilk kez 5-6 doktorun bir araya gelmesi ile Klasik Homeopati Derneği kurulmuştur. Amaçları Homeopati konusunda farkındalık oluşturmak ve işin bilimsel çerçevede yapılmaya başlanmasını sağlamaktır.
  • 2011 Nisanda çıkan 6225 sayılı yasa ile Türkiye’de tamamlayıcı tıp serbest bırakılmış ancak yalnızca doktorların uygulayıcı olmasına izin verilmiştir. 
  • 6197 sayılı yasada eczacıların, homeopatik ilaçları satması ve danışmanlık yapması için önü açılmıştır. Bunun yanı sıra İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'nun homeopatik ilaçların ruhsatını verebilmesi sağlanmıştır. 
  • 2012’de Dünya Homeopati Günü kutlamaları Türkiye’de de yapılmaya başlanmıştır.  Meksika’dan Liga Medicorum Homeopathica Internationalis başkanı Dr. Matuk, Hollanda’dan European Committee for Homeopathy.Avrupa Homeopati Derneğinin başkanı Tom Nicolai gelmiş ve Dünya premieri İzmir’de yapılmıştır. 
  • Göğüs kanserinin bir hastada homeopati ve kemoterapi ile iyileştirilmesi sayesinde Homeopatik tedavi daha da kabul görmeye başlamıştır. 
  • Bir diğer dernek ise 2008 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Homeopatinin doğru şeklide tanıtılması ve yaygın kullanımını sağlamak amacı ile yılın çeşitli dönemlerinde, farklı şehirlerde ve talep eden küçük gruplar ile kısa süreli seminerler de düzenlemektedirler. 

Homeopati derneklerinin yoğun çalışma ve Türkiye’de Homeopati’nin yasallaşması ve yaygınlaşması için verdiği çabalar sonuç vermiş olup; 2016 itibariyle Sağlık Bakanlığı tarafından Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp kapsamında kabul edilmiştir. T.C Sağlık Bakanlığı tarafından ‘’Kişiye özgü seçilmiş homeopatik ilaçlar ile sağlık durumunu iyileştirmeyi hedef alan bütüncül bir uygulama yöntemidir’’ tanımı yapılmıştır. Bundan önce Türkiye, Dünyada homeopatiyi kullanmayan İran ve Irak’ın yanındaki üç ülkeden biriydi. Günümüzde Türkiye’de homeopati eğitiminin verildiği iki merkez vardır. Ama aslında üniversitelerde lisans eğitimi sırasında homeopati eğitimiyle ilgili yeterli ve gerekli bilgi verilmektedir. Fakat ülkemizde de artık Homeopati eğitimini almanın münkün olduğu merkezler bulunmaktadır. Yurtdışından gelen homeopat hocaların verdiği derslerde, bu dersleri alan kişilere bakıldığı zaman; sadece doktor, eczacı, hemşire veya diğer sağlık çalışanlarından görülmez. Reklamcılar, ev hanımları, hobi için buraya gelenler de vardır. Fakat homeopati bu yanılgının aksine sağlık çalışanı olması gerekliliği esasına dayanır. Çünkü gerekli eğitim ve bilgi senteziyle remediler tavsiye edilip verilmektedir. Türkiye’de Homeopati’nin  “hobi” olarak yapılabilmesi ile ilgili yanlış bir kanı vardır. Dernekler de yapılan bir takım düzenlemeler sonucunda, eğitim için sağlık çalışanlarını tercih etmeye başlamışlardır. 

Türkiye’deki homeopati durumuyla ilgili tarihi gidişata kısaca bakarsak; Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’yla 2001’de Türkiye de homeopatik ürünlere ilgi göstermeye başlamıştır. Dokuzuncu Kalkınma Planı’nda da homeopatik ürünlere yer verilmektedir. Sağlık Bakanlığının yayınladığı kanun hükmünde kararnameler, yönetmelikler ve “Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun”da ve ayrıca yönetmeliklerde homeopatik ürünlere değinilmektedir. Yayınlanan yönetmeliklerde görüldüğü üzere, yurtdışındaki uygulamalardan pek farklı bir uygulama bulunmamaktadır. Ambalaj bilgileri de böylece standart hale getirilmektedir. Fakat diğerlerinden farklı olarak: Sağlık Bakanlığı’nca yayınlanan “Beşeri Tıbbi Ürünler Ambalaj ve Etiketleme Yönetmeliği”nin 3. Bölümünde (Radyofarmasötikler ve Homeopatik Ürünler) homeopatik ürünlerle ve onların ambalaj bilgileri ile ilgili Madde 25 ve 26’nın Türkiye’de Avrupa birliği üyeliği tarihinde yürürlüğe gireceği 5. Bölüm (Cezai Hükümler, Uyumlaştırılan Avrupa Birliği Mevzuatı ve Yürürlükten Kaldırılan Mevzuat) Madde 33’te belirtilmektedir. Yani şu an yürürlükte değildir. Avrupa Birliği’ne ne zaman girilirse, o zaman bu standartlar uygulanmaya başlanması durumu söz konusudur. Ancak bu ürünlerin, şu an Türkiye’de eczane dışından temini gerçekleştirilmektedir. Sağlık hizmetinin tam anlamıyla eczanenin içine sokulması açısından bu yönetmeliklerin çok hızlı bir şekilde yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Türkiye’de sağlık dışında sağlık ile ilgilenmenin önlenmemesi durumu, hem Homeopati’nin yanlış aktarılması, hem de tedavi sürecinin yavaşlaması hatta yanlış bilgi edinilmesine yol açabilme ihtimaline neden olacaktır.